Neden Yöne-Team?
Diğer eğitim firmalarından farklarınız?
Biz klasik yöntemleri kullanmıyoruz.
Yaşayarak- Deneyimsel öğrenme nedir? Diğer öğrenme metodlarından farkları nelerdir?
Yaşayarak- Deneyimsel öğrenme, gerçek davranış değişikliği ile sadece daha fazla bilgi öğrenme arasındaki fark olarak belirlenebilir çünkü bireyde kişisel inanç ve düşünce desteklenerek geliştirir.
Programlar eğlence, konfor alanının dışına çıkma ve öğrenmenin bir arada yaşandığı destekleyici, yüreklendirici, güvenli bir ortamda temelini “Yaşayarak Öğrenme” (Experiential Learning) yönteminden alan deneyim ile öğrenme yöntemi kullanılarak gerçekleştirilir. En basit anlamıyla yaparak ve yaşayarak öğrenme olarak tanımlayabileceğimiz yöntem bireyi sadece zeka ve mantık olarak değil duyguları ve vücuduyla bir bütün olarak ele alır. Eğlence yönü ön plana çıksa da tek başına amaç değil, öğrenmeyi destekleyen bir araç olarak kullanılır.
Yaşayarak öğrenme, iş dünyasındaki zorlukları aynalayan faaliyetleriyle; işyerindeki performans ile eğitim sırasında gelişen öğrenim alanlarını birbirine bağlar.
Katılımcıların sadece dinleyerek, okuyarak veya izleyerek değil, yaparak – uygulayarak- yaşayarak öğrenmelerini sağlar.
Mevcut becerilerini hem başarı hem de başarısızlık durumlarında elde ettikleri sonuçları değerlendirerek geliştirme imkânı bulurlar. Uygulamalar sonrasında sıcağı sıcağına yapılan değerlendirmeler ile bir dahaki uygulama da daha farklı yaklaşımlar sergilemekten – farklı yaklaşımlar denemekten çekinmedikleri tespit edilmiştir.
Paylaşım aşaması programların en can alıcı bölümüdür. Yaşananların öğreticiliği ve öğrenilenlerin günlük hayatta taşınabilmesi paylaşım aşamasının niteliğine bağlıdır. Uzman eğitim ve gelişim danışmanları eşliğinde gerçekleştirilen paylaşım seansları şirket çalışanlarını kendileri ve diğerleri ile farklı bir boyutta iletişim kurmalarına, duygu ve davranışlara ilişkin iç görü kazanmalarına yardım eder. Kazandıkları deneyimi iş hayatında nasıl kullanacaklarının strateji ve taktikleri bu aşamada şekil kazanır.
Deneyimsel öğrenmenin gerçek sonuçları, sonuçların ölçülmesiyle belirlenir. Ölçülmesi beklenen metrikler istenen yetkinliğe bağlı olacaktır ancak artan satışlar, verimli iş saatleri veya çalışan memnuniyeti anketlerinde daha yüksek sonuçlar gibi ölçümleri de içerebilir. Katılımcılardan alınan geri bildirimler bize yaşayarak öğrenmenin işe yaradığı göstermiştir. Bireyler, olaydan yıllar sonra bize sahip oldukları en iyi eğitim olduğunu ve öğrendiklerini aktif olarak kullanmaya devam ettiklerini anlattığında, yaşayarak öğrenmenin kalıcı bir davranış değişikliği yarattığından emin olabiliriz.
Hangi seviye çalışanlar için en uygundur?
Yaşayarak öğrenmenin birçok faydalarından biri, her kariyer seviyesindeki bireylere uygun ve uyarlanabilir olmasındır. Tecrübeli bir profesyonelin eğitime harcanan yatırıma direnmesi nadir değildir, fakat deneyimlerimize dayanarak, en sağlam direnişçi bile yaşayarak öğrenme etkinliklerine girmeye başladığında direncinin kırıldığını hemen hemen tüm eğitimlerimizde gözlemleme imkânı bulduk. Bu tür öğrenme eğlenceli ve büyüleyici olduğu için, pek çok insan, gerçekte bir egzersiz uygulamasına katıldıklarında fark etmemektedir. Ne var ki, zaman geçtikten sonra ne deneyimlediklerini ve gerçek dünyaya nasıl uygulanabileceğini tartışırken; her seviyede katılımcılarda eğitim konusunda olumlu bir duygu kaçınılmaz olarak ortaya çıkar ve yeni bilgilerini hayatlarına uyarlama konusunda heyecanlanırlar.
Yaşayarak- Deneyimsel öğrenme neden daha etkilidir?
Yaşayarak öğrenme öğrenmeyi çok etkili hale getirmek için dört önemli kavramı birleştirir. Her adım sonuncunun üzerine inşa edilir ve hepsi başarıya ulaşmak için gereklidir. Yaşayarak öğrenmede dört kritik adım şunlardır:
İnandırmak bilgi sağlamak beceriyi öğretmek sonuçları almak
İlk adım, katılımcıların yeni beceriler edinme ve onları profesyonel alanda uygulama konusunda motive olmaları için inandırıcılık gerektirir. İşleri hakkında hevesli olan bireylerde bile “zaten var” olduğunu varsaymak asla garanti/doğru değildir. İnsanların eğitimin değerini bilmedikleri veya yeni bilgi edinerek önemli gelişmeler yapabileceğinin farkında olmadıkları söz konusudur. Katılımcılar gerçekten öğrenecekleri bir şeyleri olduğunu gördüklerinde, eğitim sürecine yatırım yaparlar.
Katılımcılar yeni bir şey öğrenmenin değerini anladıktan sonra, bir sonraki adım bilgi sağlamaktır. Bilgi vermenin birtakım yolları vardır, ancak bazıları diğerlerinden daha iyidir. Görsel bir bileşen eklemek, öyküleri anlatmak ve aynı bilgileri çeşitli şekillerde sunmak, salt ders anlatımından daha iyi bir şekilde akılda kalacaktır ancak bu yöntemlerin bile sınırları vardır.
Yeni bilgiler çoğu zaman bir sunumda veya videoda sunulduğunda katılımcının parçası olmaz, en azından uzun vadede değil. Öte yandan, yaşayarak öğrenme yoluyla yeni bir beceri öğretmek, kalıcı sonuçlar doğuracaktır, çünkü katılımcılar gelecekte daha fazla yararlanacaklardır. Bir PowerPoint sunumunun belleğine güvenmek yerine, hatalar yaparak, süreç boyunca farkındalık kazanmak ve hangi davranışların başarılarına katkıda bulunduğunu anlayarak ders çıkarmış olan bireylerin, kalıcı davranış değişikliğini uygulama olasılığı daha yüksek olacaktır.
Eğitim konusuyla ilgili görevler, “Yaşayarak Öğrenme” den sonra öğrenilen yeni becerilerin elde tutulması için önemli bir unsurdur. Deneyimsel öğrenimden elde edilen olumlu sonuçları tecrübe ettiğinizde, başarının farkında olup ve daha iyi sonuçlarla ödüllendirilirseniz, eğitim sırasında edinilen yeni beceriler güçlendirilir. Periyodik kontrol ve tazeleme egzersizleri de yeni bilgileri ön planda/hatırda tutmaya yardımcı olur.
Yaşayarak- Deneyimsel öğrenme ne zaman kullanılmalı?
Organizasyonel gelişim, hedeflerin karşılanması veya aşılmasıyla ilgilidir. Verimliliği arttırmak, bölümler arası iletişimi geliştirmek vb. hedefleri başarmak için Yaşayarak Öğrenme çok etkili olacaktır. Yaşayarak öğrenmenin amacı yetkinlik geliştirmektir. Tek başına bir etkinlik olarak kullanılabilir olsa da, işiniz de sürekli gelişim istiyorsanız, yaşayarak öğrenme ideal bir eğitim programının düzenli bir bileşeni olmalıdır.
Bugünün iş gücü deneyimsel öğrenmeyi nasıl karşılıyor?
İşgücüne yeni başlayan genç kuşak için yaşayarak öğrenme yaygın olarak kabul görmektedir; çünkü oyunlar ve aktiviteler aracılığıyla öğrenmeye alışkındırlar. En az birkaç yıl çalışmış olan kişiler genellikle kişisel ve profesyonel gelişim fırsatlarını memnuniyetle karşılarlar. Daha önce PowerPoint sunumlarından öğrenmek durumda kalan deneyimli profesyoneller, yaşayarak öğrenmeyi, hızlı ve daha etkili bir alternatif olarak değiştiriyorlar.
Bazen yaşayarak öğrenmeye karşı dirençle karşılaşırız, ancak istisnasız, organizasyondaki her seviyedeki katılımcılar etkinlikten sonra olumlu yaklaşım sergilemeye başlarlar eğer ruh hallerine etki eden kişisel bir sorun veya problemleri olmadığı sürece.
Yaşayarak öğrenme metodunun maliyeti diğer diğer öğrenme formları ile karşılaştırıldığında nasıldır?
Yaşayarak öğrenmenin maliyeti diğer eğitim türleri ile karşılaştırılabilir, ancak sonuçların etkisi daha uzun bir sürece yayıldığı için diğer eğitim modellerine göre çok daha uygun maliyetli bir çözümdür. Katılımcılar bilgileri daha uzun süre (çoğu durumda bir ömür boyu) sakladığı için, eğitimin yatırım getirisi çok daha yüksek olarak sizlere geri dönüş yapar.
Diğer öğrenme formları ile deneyimsel öğrenme metodunun zaman olarak karşılaştırması nasıldır?
Diğer herhangi bir eğitim programı gibi, yaşayarak öğrenme birkaç saatten birkaç güne kadar ihtiyaca göre belirlenebilir. Ek olarak, yaşayarak öğrenme önemli ölçüde daha etkili olduğu ve kalıcı sonuçlar sağladığı için, zaman ve maliyet açısından geri dönüşü daha etkili ve güçlüdür.
Örneğin, toplantıların nasıl başarılı bir şekilde yönetileceğini öğrenmek için dört saatlik bir eğitim oturumu düşünün. PowerPoint slaytları ve birkaç rol oynama senaryoları ile standart bir eğitim, katılımcıların önümüzdeki haftalarda kullanacağı birkaç yeni beceriyi öğretebilir. Ancak çoğu insan zihninde yeni bir eğitim tazeliğini yitirdiğinde eski düzenli alışkanlıklarına dönecektir.
Öte yandan, örneğin katılımcıların bir dizi suçu çözmek için gruplar halinde çalışmasını gerektiren dört saatlik kapsamlı bir yaşayarak öğrenme oturumu çok daha ilgi çekici. Grubun “dedektifleri” bilgi “delilleri” ile boğulduğunda ve bir kolaylaştırıcı onlara bilgi ve önyargıların neden olduğu zorlukların üstesinden gelmek için bir süreç verirse, faydaları hemen görebilirler. Oturum ilerledikçe, suçlar gittikçe daha karmaşık hale geldiğinde bile yeni becerilerini kullanarak ve süreci tekrarlayarak, gruplar bunları çözmede daha usta olurlar. Yeni becerilerini kullanarak elde ettikleri başarıyı tecrübe ederler. Derse dayalı bir eğitim ile karşılaştırıldığında, bu grup gerçek dünyadaki toplantıları yönetmek ve daha uzun süre öğrenilen içeriği hatırlamak için çok daha iyi hazırlanmış ve daha hevesli olacaktır.
Yaşayarak öğrenme oyunlaştırma veya simülasyonlardan nasıl farklılaşır?
Simülasyonlar ve oyunlaştırma etkili öğretim araçlarıdır; ancak yaşayarak öğrenmeden açık ara farklıdırlar. Yaşayarak öğrenme genellikle bir oyun oynamak gibi hissetse de onu oyundan ayıran en önemli faktörler tartışma, etkileşim ve müzakeredir. Bu önemli adımlar, oyun benzeri deneyimi gerçek dünyaya bağlar; böylece bireyler bu kadar öğretiyi iş dünyalarına nasıl uygulayabileceklerini kavrarlar. Yaşayarak öğrenme, bir oyun gibi, eğlenceli ve ilgi çekici bir şeydir, ancak daha fazla değere sahiptir, çünkü katılımcıları yeni becerilerin uygulanma gücü konusunda kişisel bir farkındalığa ve bunu gerçekleştirmek için güçlü bir inanca taşıyacak etkin bir atmosfer yaratır.
Metafor kullanımı da yaşayarak öğrenmeyi simülasyonlardan farklı kılan şeydir. Bir simülasyon, bireylerin işyerinde yaşayacaklarının tam bir kopyasıdır. Örneğin eğitim için kullanılan bir gemi dümeni, montaj hattı veya çağrı merkezi simülasyonu olabilir. Simülasyonlar, bazı endüstriler için önemlidir ve başkaları için faydalıdır, ancak öğretebilecekleri beceri ve kavram türleriyle ilgili sınırlamaları vardır. Örneğin, bir sahte çağrı merkezi, bireylere, müşteri hizmetini sağlamak için gerekli olan çeşitli protokolleri, komut dosyalarını ve teknik becerileri öğretebilir, ancak onlara müşteri odaklılığın doğal değerini ve faydalarını öğretemez.
Yaşayarak öğrenmenin artı ve eksileri?
Yaşayarak öğrenmeyle ilgili en büyük potansiyel risk etkili bir geribildirime/değerlendirme seansına sahip olmaması durumudur. Bu, yaşanılan deneyimleri bir araya getirmek ve katılımcılara yeni becerilerini gerçek dünyada nasıl uygulayabileceklerini göstermek için önemli bir adımdır. Etkin bir geribildirim, raporlama ve takip olmadan bir yaşayarak öğrenme etkinliği eğlenceli ve ilgi çekici bir günden öteye geçememesine neden olabilir, ve şirketinizde görmek istediğiniz kalıcı sonuçlardan yararlanmanıza mani olur. Kısaca hedeflenen sonuçları elde etmekten uzak bir maliyet kalemi olmaktan öteye geçmez. Yöne-Team olarak bizim en güçlü yönlerimizden biri geribildirimi yetkin uzmanlarla yapıp, raporlarımızı en üst donanımda sunuyor olmamız, gelişimi takip etmek için yol haritası ve mil taşlarınızı size özel hazırlıyor olmamızdır.
Outdoor eğitim/aktivite her şirket ve ekibe uygun mudur?
Elbette, her şirketin kültür ve dna’sı farklı olduğu gibi eğitim ihtiyaç ve içerikleri de farklı farklı olacaktır. Biz, uzmanlığımızı bu noktada devreye sokarak sizin şirket ve çalışanlarınıza en uygun seviye outdoor eğitim ve aktiviteleri tasarlayıp, uyguluyoruz.
Outdoor eğitimler güvenli midir?
Biz outdoor eğitim ve aktivitelerimizi tasarlayıp hazırlarken tüm katılımcıların bu deneyimlerden maksimum keyif almalarını hem de açık alanda olmanın getirdiği riskleri bizim güvenlik önceliğimizle minimumda hissetmelerini hedefliyoruz.
Yurt dışı ve yurt içi deneyimlerimizin yan ısıra ekibimizde outdoor sporlarda uzman, arama-kurtarma takımlarında yer almış üyeler bulunmaktadır. Outdoor aktivitelerimizde (ip, karabina, kask, güvenlik halatı…vb) kullanılan ekipmanlar profesyonel ekipmanlar olup, ekibimiz tarafından sağlanmaktadır.
Eğitim /aktivite İhtiyaç analizi çalışmalarımız sırasında tüm katılımcılarımız fiziksel ve profil özellikler dikkate alınarak tasarlanmasının yanı sıra tüm katılımcılarımız kendi istek ve sınırları doğrultusunda aktivite ve eğitimlere dahil olmaktadırlar.
Ayrıca yapılacak uygulamalar ve talebe göre medikal hizmet kapsamında ambulans, ferdi kaza sigortası gibi servislerde sağlanmaktadır.
Belirsizlik ve kriz dönemlerinde insan kaynakları yönetimi ve kurumsal eğitimler neler olmalıdır?
Ekonomik kriz dönemlerinde yapılan en büyük hatalardan biri bütçe kısıntılarının öncelikle eğitim ve motivasyon programlarında olmasıdır. Araştırmalar göstermiştir ki bu strateji şirketlerin krizi daha derin hissetmelerine sebep olmaktadır.
Şirketlerin kriz döneminde çalışan bağlılığını ve sadakatini korumak için eğitim ve motivasyon programlarını düşürmek yerine devam ettirmeleri kurumların ve çalışanların yıpranma oranlarını azaltmalarına imkân veriyor
Sınıf içi deneyimsel öğrenme eğitimleri ile klasik sınıf içi eğitimlerin farkları nelerdir?
Sınıf içi Deneyimsel öğrenme ile klaisk sınıf içi eğitimlerin ROLI (Return of Learning Investment) değeri karşılaştırıldığında daha verimli sonuçlar alındığı ve yatırım maliyetinin boşa harcanmadığını görüyoruz. Bununla beraber yapılan araştırmalarda; yaşayarak öğrenme metodu ile çalışanların daha etkili bir şekilde öğrendiklerini ve öğrendikleri yetkinlikleri daha efektif iş hayatında uyguladıkları ortaya çıkmıştır.