Diğer eğitim firmalarından farklarınız?

Biz, klasik ve pasif öğrenme yöntemleri yerine “yaşayarak öğrenme” (experiential learning) yaklaşımını benimseyen bir eğitim ve gelişim firmasıyız. Katılımcının doğrudan deneyim yaşamasını, öğrendiklerini anında uygulayarak içselleştirmesini ve davranışa dönüştürmesini sağlıyoruz

Yaşayarak- Deneyimsel öğrenme nedir? Diğer öğrenme metodlarından farkları nelerdir?

Yaşayarak öğrenme; bireyin sadece bilgi edinmesini değil, aynı zamanda duygu, düşünce ve davranış düzeyinde kalıcı değişim yaşamasını hedefler.

Bu yaklaşımda katılımcılar;

  • yaparak,
  • uygulayarak,
  • deneyimleyerek öğrenir.

Diğer eğitim yöntemlerinden farkı nedir?

Geleneksel Eğitim Yaşayarak Öğrenme
Dinleme ve izlemeye dayalı Aktif katılım, deneyim ve uygulama temelli
Bilgi aktarımı ön planda Davranış değişimi ve iç görü ön planda
Katılımcı pasif Katılımcı aktif, sürecin merkezinde
Eğlence nadiren yer alır Eğlence öğrenmeyi destekleyen araçtır

Programlarınız nasıl bir ortamda gerçekleşiyor?

Programlarımız;

  • Eğlenceli,
  • Konfor alanının dışına çıkmayı teşvik eden,
  • Güvenli ve destekleyici bir öğrenme ortamında gerçekleştirilir.

Katılımcılar, başarı ve başarısızlık deneyimlerinden öğrenir. Her uygulamanın ardından yapılan paylaşım seansları, katılımcıların iç görü kazanmasına ve iş hayatına aktarım yapabilmesine yardımcı olur.

Paylaşım aşaması neden önemli?

Deneyimin öğretici hale gelmesi için “paylaşım” aşaması kritik önemdedir. Bu aşamada:

  • Katılımcılar, yaşadıklarını anlamlandırır,
  • Duygu ve düşüncelerini ifade eder,
  • Öğrendiklerini gerçek hayata nasıl aktaracaklarına dair stratejiler geliştirir.

Paylaşım süreci, alanında uzman eğitim ve gelişim danışmanlarımız tarafından kolaylaştırılır.

Bu yöntem gerçekten işe yarıyor mu?

Evet! Katılımcılardan aldığımız geri bildirimler;

  1. Performanslarda artış,
  2. Zaman yönetiminde iyileşme,
  3. Çalışan memnuniyetinde yükselme gibi somut çıktılarla deneyimsel öğrenmenin etkili olduğunu gösteriyor.

Yıllar sonra bile katılımcılar, “Hayatımda katıldığım en etkili eğitim buydu,” diyerek öğrendiklerini hâlâ uyguladıklarını söylüyorlar. Bu da bize kalıcı davranış değişiminin mümkün olduğunu gösteriyor.

 

 

Hangi seviye çalışanlar için en uygundur?

Yaşayarak Öğrenme, her kariyer seviyesindeki çalışan için uygundur ve kolayca uyarlanabilir.

Yeni başlayanlardan üst düzey yöneticilere kadar herkes için güçlü bir öğrenme deneyimi sunar.

Genellikle deneyimli profesyonellerin eğitime karşı dirençli olması beklenir. Ancak biz, en güçlü direnci gösteren katılımcıların bile sürece dahil olduklarında bu tutumlarını hızla değiştirdiklerini tekrar tekrar gözlemledik.

Bu yaklaşım eğlenceli ve sürükleyici olduğu için, birçok katılımcı aslında bir eğitim içinde olduklarını bile fark etmeden sürece dahil olur.

Deneyim tamamlandıktan sonra yapılan yansıtma ve paylaşım seansları, öğrenmenin etkisini artırır ve edinilen bilgilerin gerçek hayata nasıl aktarılabileceği netleşir.

Sonuç: Eğitim her seviyedeki katılımcı için anlamlı, etkili ve kalıcı hale gelir.

 

Yaşayarak- Deneyimsel öğrenme neden daha etkilidir?

Yaşayarak öğrenme, etkili bir öğrenme süreci için gereken dört temel adımı bir araya getirir:

İnandırmak

Katılımcının öğreneceği bir şey olduğuna inanması gerekir. "Zaten biliyorum" düşüncesi sık karşılaşılan bir engeldir. Sürecin başında, öğrenmenin katılımcıya ne kazandıracağı netleştirilmelidir.

Bilgi Sağlamak

Bilgi çeşitli yollarla sunulabilir. Görseller, hikayeler ve farklı sunum teknikleri bilgiyi daha akılda kalıcı hale getirir. Ancak en güçlü öğrenme, bilginin deneyim yoluyla edinildiği durumlarda gerçekleşir.

Beceri Kazandırmak

Katılımcı sürecin içinde aktif rol alır. Hata yaparak, gözlemleyerek, deneme-yanılma ile becerileri içselleştirir. Bu, sadece izleyici değil, uygulayıcı olduğu anlamına gelir.

Sonuçları Almak

Kazanılan becerilerin sahada işe yaradığını görmek, davranış değişikliğini güçlendirir. Düzenli tekrarlar ve uygulamalar öğrenmeyi pekiştirir.

Bu yapı sayesinde, yaşayarak öğrenme kalıcı davranış değişimi sağlar.

 

Yaşayarak- Deneyimsel öğrenme ne zaman kullanılmalı?

Yaşayarak öğrenme, aşağıdaki gibi organizasyonel gelişim hedefleri için en etkili araçlardan biridir:

Takım çalışmasını geliştirmek

İletişimi güçlendirmek

Verimliliği artırmak

Değişimi yönetmek

Yetkinlik gelişimi sağlamak

 

İdeal kullanım alanları:

  • Bir değişim süreci içindeyseniz
  • Performans düşüklüğü yaşıyorsanız
  • Takımlar arası kopukluk varsa
  • Liderlik gelişimi hedefliyorsanız
  • Eğitimde yüksek yatırım getirisi istiyorsanız

Yaşayarak öğrenme, tek seferlik etkinliklerde de etkili olabilir. Ancak sürdürülebilir gelişim hedefleyen kurumlar için bu yaklaşımın düzenli ve yapılandırılmış bir eğitim stratejisinin parçası haline gelmesi önerilir.

 

Bugünün iş gücü deneyimsel öğrenmeyi nasıl karşılıyor?

Yeni nesil çalışanlar: Oyunlar ve etkileşimli yöntemlerle öğrenmeye alışkın oldukları için yaşayarak öğrenmeye hızla adapte olurlar.

Deneyimli çalışanlar: Klasik eğitim modellerine kıyasla bu yöntemin etkisini kısa sürede fark ederler.

Tüm kariyer seviyeleri: Başlangıçta direnç gösterilse bile, eğitim sonrası katılımcıların büyük çoğunluğu yaklaşımı benimser ve içeriği faydalı bulur.

Yaşayarak öğrenme, yalnızca bilgi değil, aynı zamanda katılım, farkındalık ve motivasyon da kazandırır.

 

Yaşayarak öğrenme metodunun maliyeti diğer diğer öğrenme formları ile karşılaştırıldığında nasıldır?

Yaşayarak öğrenmenin maliyeti, diğer eğitim türleriyle karşılaştırıldığında benzerdir. Ancak etki süresi çok daha uzun olduğu için yatırım geri dönüşü daha yüksektir.

Katılımcıların öğrendiklerini kalıcı hale getirmesi, tekrar tekrar eğitim almayı gereksiz kılar. Bu da uzun vadede maliyet avantajı sağlar.

 

Diğer öğrenme formları ile deneyimsel öğrenme metodunun zaman olarak karşılaştırması nasıldır?

Her eğitim türü gibi, yaşayarak öğrenme programları da ihtiyaca göre birkaç saat ya da birkaç gün sürebilir.

Ancak:

Standart sunumlar (ör. PowerPoint + kısa uygulamalar), öğrenmenin kalıcılığı açısından sınırlıdır.

Deneyimsel eğitimler katılımcıları içine çeker, aktif rol almalarını sağlar ve içerik uzun süre hafızada kalır.

Örnek:

Toplantı yönetimi eğitimi 4 saat sürebilir.

Klasik model: Slaytlar ve kısa rol oynama

Deneyimsel model: Katılımcılar bir "suç vakasını" çözmek için birlikte çalışır, bilgiyle dolup karar alma süreçlerini deneyimler.

Sonuç: Öğrenilenler daha kolay hatırlanır, uygulamaya daha hızlı geçilir.

 

Yaşayarak öğrenme oyunlaştırma veya simülasyonlardan nasıl farklılaşır?

Oyunlaştırma, motivasyonu artıran yapay puanlama sistemleri veya kurgu oyunlar içerir.

Simülasyon, iş dünyasındaki bir sürecin birebir taklididir (örneğin çağrı merkezi senaryoları).

Ancak yaşayarak öğrenme bunlardan farklı olarak:

  • Katılımcının duygusal ve davranışsal olarak sürece dahil olmasını sağlar.
  • Gerçek dünya ile bağlantı kurdurur.
  • Tartışma, yansıtma ve çıkarım adımlarıyla farkındalık yaratır.
  • Eğlenceli bir deneyimin ötesine geçerek kalıcı dönüşüm sağlar.

Ayrıca metafor kullanımı sayesinde, yaşanan deneyim doğrudan işle birebir örtüşmek zorunda değildir; ancak davranışa etki eden öğretileri çok daha güçlü şekilde taşır.

 

Yaşayarak öğrenmenin artı ve eksileri?

Avantajları

  1. Yüksek Katılım ve Motivasyon: Katılımcılar aktif rol aldıkları için öğrenme süreci daha içselleştirilir.
  2. Kalıcı Öğrenme: Teoriden çok pratiğe dayalı olduğu için bilgi daha uzun süre hatırlanır.
  3. Gerçek Hayat Uygulaması: Edinilen beceriler günlük iş hayatına kolayca aktarılabilir.
  4. Güçlü Takım Dinamikleri: Ortak deneyimler, ekip içi güveni ve iletişimi artırır.
  5. Bireysel Farkındalık: Katılımcılar kendi güçlü ve gelişim alanlarını keşfeder. 

Dikkat Edilmesi Gerekenler

Yaşayarak öğrenmenin etkinliği büyük ölçüde doğru kurgulanmış bir değerlendirme ve geribildirim sürecine bağlıdır.

Eğer oturum sonunda:

  • Kazanımlar özetlenmezse,
  • Davranışa dönüşüm adımları netleştirilmezse,
  • Kuruma özel takip ve raporlama yapılmazsa,
  • deneyim sadece “eğlenceli bir gün” olarak kalabilir.

Yöne-Team olarak bu süreci en güçlü yönümüz haline getirdik. Eğitim sonrası geribildirim oturumları, kapsamlı raporlamalar ve gelişim yol haritası ile kurumların eğitim yatırımlarını gerçek çıktılara dönüştürüyoruz. 

 

Outdoor eğitim/aktivite her şirket ve ekibe uygun mudur?

Her kurumun kültürü, dinamikleri ve ihtiyaçları farklıdır. Bu nedenle tek tip çözümler yerine, kuruma özel tasarımlar gereklidir.

 

Yöne-Team olarak:

Kurumun hedeflerini, ekip yapısını ve sektörünü analiz ediyoruz.

Katılımcı profiline ve fiziksel ihtiyaçlara göre en uygun outdoor programları tasarlıyoruz.

Her seviyeden katılımcının aktif olabileceği, kapsayıcı içerikler sunuyoruz.

 

Outdoor eğitimler güvenli midir?

Outdoor eğitimlerimizde önceliğimiz:

  • Katılımcıların güvenliği
  • Yüksek katılım ve keyifli deneyim

Tüm outdoor uygulamalarımız:

Profesyonel ekipmanlarla (kask, halat, karabina vb.)

Alanında uzman ve arama-kurtarma tecrübesine sahip eğitmenlerle

Katılımcıların fiziksel ve psikolojik sınırlarına saygı göstererek

Talep doğrultusunda ambulans, ferdi kaza sigortası gibi medikal destekle hazırlanır ve uygulanır.

Hiçbir katılımcı zorlanmaz, herkes kendi isteği ve sınırı doğrultusunda sürece katılır.

 

Kriz Dönemlerinde Kurumsal Eğitim Neden Daha da Önemlidir?

Ekonomik zorluklar döneminde ilk kısılan kalemlerin başında eğitim ve motivasyon programları gelir. Ancak araştırmalar, bu yaklaşımın uzun vadede kurumlara daha fazla zarar verdiğini ortaya koyuyor.

Doğru strateji:

Kriz döneminde çalışanların aidiyetini ve moralini korumak için eğitim ve gelişim programlarını sürdürülebilir kılmak.

Bu sayede:

Ekipler direnç kazanır,

İş gücü devir oranı azalır,

Kurum kültürü güçlenir.

 

Sınıf içi deneyimsel öğrenme eğitimleri ile klasik sınıf içi eğitimlerin farkları nelerdir?

Özellik Klasik Eğitim Deneyimsel Öğrenme
Katılımcı Rolü Pasif Aktif
Öğrenme Kalıcılığı Düşük Yüksek
Uygulamaya Aktarım Sınırlı Güçlü
ROI (Yatırım Getirisi) Düşük/Orta Yüksek
Motivasyon etkisi Kısa Süreli Uzun Süreli

Sonuç:


Deneyimsel eğitimler, sadece bilgi aktarmakla kalmaz; davranış değişimini, farkındalığı ve kalıcı gelişimi tetikler. Bu da kurumlar için hem verimlilik hem de yatırımın geri dönüşü açısından büyük avantaj sağlar.

Kurumunuzda gelişimi sadece ölçmek değil, gerçekten yaşatmak istiyorsanız, sizin için en doğru model: Yaşayarak Öğrenme.

Şimdi bize ulaşın, kurumunuza özel deneyimsel eğitim tasarımını birlikte oluşturalım.